Ergenlik Nedir?
Ergenlik, çocukluk döneminin bitmesinden yetişkinlik döneminin başlamasına kadar olan; fiziksel, sosyal ve duygusal değişimlerin yoğun olarak yaşandığı bir gelişim dönemidir. Ergenlik dönemi, Milli Eğitim Bakanlığı’na göre ortalama olarak 12-24 yaşlar arasını kapsamaktadır. Bu dönem beraberinde pek çok biyolojik ve psikolojik değişimi beraberinde getirmektedir. Bu zorlu süreçte Ergen danışmanlığı ile ebeveynler çocuklarının içinde bulundukları gelişim dönemi, bu döneme ait krizler, bu dönemde çocuklarının fiziksel, fizyololojik, davranışsal ve duygusal değişimleri ve bu değişimlere yönelik doğru yaklaşımlar hakkında bilgilendirilirken; dönemi yaşayan bireyin kendini ve dünyayı anlamlandıracağı güvenli bir alan yaratılır.
Ergenlik Ne Zaman Başlar?
Bu dönem buluğ çağı (erinlik) olarak da adlandırılan cinsiyet hormonlarının aktifleşmesiyle ortaya çıkan fiziksel ve cinsel olgunlaşma ile başlar. Bu dönemin başlangıç yaşını belirlemede cinsiyet, genetik ve çevre faktörleri etkilidir. Kızlar, erkeklere göre yaklaşık iki yıl önce buluğ çağına girebilir. Ergenliğe geçiş yaşı kızlarda 11, erkeklerde ise 13 yaş olarak biliniyor olsa da kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Yapılan araştırmalar son yıllarda özellikle değişen beslenme koşulları nedeniyle ergenliğe girme ve kızlarda ilk adet görme yaşının hızla düştüğünü aynı zamanda fazla stresin de ergenlik hormonlarının erken salgılanmasına neden olabileceğini ortaya çıkarmıştır.
Ergenlik dönemine çok erken yaşta ve ani şekilde girilmesi erken ergenlik olarak adlandırılır. Kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaştan önce ergenliğin başlaması erken ergenlik olarak kabul edilir. Kız çocuklarda erkek çocuklara oranla daha fazla erken ergenlik görülmektedir. Erken ergenliğin görüldüğü durumlarda alanda çalışan ilgili hekime başvurulabilir.
Ergenlikteki Biyolojik Gelişmeler Nelerdir?
Bu dönemdeki biyolojik gelişmeler; fiziksel ve cinsel gelişim olarak karşımıza çıkar. Ergenliğin sona ermesiyle birey, yetişkin fiziksel ve cinsel olgunluğuna ulaşmış olur. Ergenlik dönemiyle birlikte büyümedeki ivmenin artması sonucunda hızlı bir kilo ve boy artışı görülür. Bu dönemde en hızlı büyüme (büyüme atağı) kızlarda 11 yaş civarı iken erkeklerde 13 yaş civarındadır. Kızların ergenlik dönemine erkeklerden daha önce girmesi, ergenlik başlarındaki kızların erkek yaşıtlarına oranla daha fazla boy ve kiloya sahip olmasına neden olur. Kız ve erkek ergenler arasındaki boy ve kilo farkı 14 yaş civarında kapanır ve erkek ergenler zamanla yaşıtları olan kız ergenlerden daha fazla boy ve kiloya sahip olmaya başlar.
Ergenlikle birlikte vücuttaki hormon dengesi de değişir. Erkeklerde testosteron kızlarda ise östrojen hormonlarında artış meydana gelir. Testosteron ve östrojen hormonlarının yanı sıra tiroit hormonu da bu dönemde her iki cinsiyette de yaşanan gelişim ve değişimler üzerinde etkilidir. Testosteron hormonu erkeklerdeki cinsel organların gelişimi, boyun uzaması, sesin kalınlaşması ve bıyıkların çıkması gibi değişim ve gelişimlerin oluşmasında etkilidir. Östrojen hormonu ise kızlarda rahmin, göğüslerin ve iskelet yapısının gelişmesinde rol oynar.
Ergenliğe giren kızlarda görülen en önemli değişikliklerden biri 12-13 yaş civarında ilk adet kanamasının gerçekleşmesidir. İlk adet kanamasının ardından birkaç yıl, adet dönemleri ve yumurta üretimi düzenli olarak devam etmeyebilir. Üreme sistemindeki bu olgunlaşmanın yanı sıra göğüslerin büyümesi ve kalçaların genişlemesi, omuzların yuvarlaklaşması, genital ve koltuk altı bölgelerinde kıllanma gibi değişimler meydana gelir.
Ergenliğe giren erkeklerde görülen en önemli değişiklik ise erkek üreme organları penis ve testislerin büyümesi ile yaklaşık 13-14 yaşlarında görülen ilk erkek üreme hücresi olan sperm üretimidir. İlk sperm üretiminin başlaması nedeniyle fazla spermin boşalması da ilk kez bu dönemde görülür (Bu durum genellikle mastürbasyon veya rüya sonucu ortaya çıkar). Üreme sistemindeki bu olgunlaşmanın yanı sıra genital ve koltukaltı bölgelerinde kıllanma, ses tellerinin kalınlaşması sonucu sesin çatallaşması, yüzde sakal ve bıyıkların çıkması, gırtlakta - adem elması denilen bölgede- sertleşme ve büyüme gibi değişimler meydana gelir.
Kız ve erkek ergenlerde yağ ve ter bezlerinin çalışma hızındaki artış, sivilce oluşumuna ve çocukluktakine oranla daha fazla terleme olmasına neden olur.
Ergenlikteki Sosyal ve Duygusal Gelişmeler Nelerdir?
Ergenlikte yaşanan fiziksel değişimlerin yanı sıra önemli sosyal ve duygusal değişimler meydana gelir. Ergen vücudunda meydana gelen değişimler nedeniyle kendi dış görünüşüne ve davranışlarına aşırı derecede önem vermeye başlar. Diğer insanların da kendisi gibi onun dış görünüş ve davranışlarıyla ilgilendiğini düşünür. “ Ergen benmerkezciliği “ de denen bu olay ergenin başkaları tarafından sürekli olarak izlendiği hissine kapılarak dış görünüş ve davranışlarına yön vermesine neden olur. Hayali bir seyirci tarafından izlendiğini düşünen ergen diğerlerinin kendisiyle ilgili düşünceleriyle aşırı derecede önem verebilir. Giyim tarzı vb. dış görünüşünü etkileyen seçimleri yaparken kendi beğenisinden daha çok arkadaşlarının onu beğenip beğenmeyeceğini düşünerek karar verebilir.
Akranlar hayatın her döneminde olduğu gibi ergenlik döneminde de önemli bir yere sahiptir. Ergenlikle birlikte, arkadaş sayısı azalırken kurulan arkadaşlıkların yoğunluğu ve samimiyeti artar. Ergenler, arkadaşlarına ailelerinden daha çok güvenebilir ve yakın ilişki kurmakta ailelerinden ziyade arkadaşlarını tercih edebilirler. Özellikle ergenliğin ilk dönemlerinde yakın ilişki ihtiyacı artan ergen, yakın arkadaş arayışına girer. Yakın arkadaşlıklar geliştiremeyen ergenler ise kendini yalnız ve eksik hissedebilir. Ergenler kendi değer yargıları ve ilgilerine uygun arkadaş seçimi yaparlar. Aynı zamanda kendilerini öven, olumlu eleştiri ve geri bildirim yapan arkadaşlarına güvenir ve bağlanırlar. Ergen, bu olumlu geri bildirim ve eleştirilere göre karar ve davranışlarını düzenler. Ergenler arkadaş ilişkileri sayesinde benliğini daha iyi oluşturur ve benliği geliştikçe de daha iyi arkadaşlık kurmaya başlarlar. Arkadaş ilişkileri ile yardımlaşma, paylaşma gibi duygusal alışverişe giren ergen, kendini toplumsal hayat için de hazırlamış olur.
Ergenlik döneminin en hassas konularından biri ise bu dönemde yaşanan romantik ilişkilerdir. Yapılan araştırmalar, ergenlerin birçoğunun romantik ilişkisi olduğunu göstermektedir.11-13 yaşlarında romantik ilişkiden ziyade aynı cinsle kurulan arkadaşlıklar ön plandadır ve flört grup ortamında olur. 14-16 yaşlarında flört birbirini çekici bulan bireyler arasında olur ve kısa sürelidir. 17-19 yaşlarında ise güçlü duygusal bağlarla kurulan ciddi romantik ilişkiler oluşabilmekte olup bir yıl ve daha uzun süre devam edebilir. Ergenlerin bir kısmı ise karşı cinsten çekinmekte ve romantik ilişki oluşturamamaktadır. Bu durumun nedenleri arasında cinsel gelişimle ilgili eksik ve yanlış bilgi, düşük benlik saygısı, olumsuz akran ve aile ilişkileri, aile ve içinde yaşanılan çevrenin bakış açısı gösterilebilir.
Ergenlik dönemindeki sosyal ve duygusal gelişmelerden biri de benlik kavramındaki değişimdir. Ergen bu dönemde bir yandan dış görünüşüyle ilgilenirken bir yandan da kendini anlamaya ve kendine uygun bir benlik oluşturmaya çalışır. Benlik, bireyin kendini algılama şekli, kim ve ne olduğuna ilişkin düşüncesidir. Çocuklar kendi benliğini daha çok fiziksel özellikleriyle tanımlarken ergenler inançları ve duyguları ile tanımlamaya başlarlar. Ergenlik yoğun bir benlik arayışı dönemidir. Ergenler gerçekte kim olduklarını, kim olmak istediklerini ve kim olmaktan korktuklarını düşünür ve kendisine yakışacak bir benlik arayışına girerler. Ergenler benlikleriyle ilgili aldıkları kararlarda sürekli olarak fikirlerini gözden geçirirler. Bu nedenle ergenlerin benlikleriyle alakalı verdiği kararlar değişkenlik gösterebilir.
Ergenlik dönemiyle birlikte benlik saygısı düzeyi karmaşıklaşabilir. Benlik saygısı; kişinin kendini özgüvenli, değerli ve başkalarıyla eşit hissetmesi ve başarılarına ilişkin doğru algılamaları olması anlamına gelmektedir. Yapılan çalışmalar ergenin bedenine yönelik olumsuz düşüncelerinin benlik saygısını olumsuz etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde özellikle arkadaş ilişkilerinin önem kazanması ve karşı cinse ve romantik ilişkilere duyulan ilginin artması benlik saygısını etkilemektedir. Kız ergenlerin arkadaşlarıyla iyi ilişkilerinin olması yüksek benlik saygısı duymalarına neden olurken arkadaş desteği ve kabulünde başarısız olmaları düşük benlik saygısı duymalarına neden olabilir. Erkek ergenlerin ise arkadaşlarını etkileyecek yeteneklerinin olması yüksek benlik saygısı duymalarına neden olurken kızları etkilemekte ve romantik ilişki kurmakta başarısız olmaları düşük benlik saygısı duymalarına neden olabilir. Beden memnuniyeti ve arkadaş ilişkilerinin yanı sıra aile ilişkileri ve ebeveyn tutumları da benlik saygısını etkiler. Ayrıca kız ergenlerin erkek ergenlere göre daha fazla benlik saygısı problemi yaşadığı bilinmekte olup bunun nedeninin de kız ergenlerin dış görünüşe erkek ergenlere göre daha fazla önem vermesi olduğu düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
Mustafa, K. O. Ç. (2004). Gelişim psikolojisi açısından ergenlik dönemi ve genel özellikleri. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(17), 231-238.
Bayhan, P., & IŞITAN, A. G. S. (2010). Ergenlik döneminde ilişkiler: Akran ve romantik ilişkilere genel bakış. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 20(20), 33-44.
Atalar, D. S., & Atalay, A. A. (2018). Ergenlik Döneminde Duygu Düzenleme ve Ruh Sağlığı: Ana-Babanın ve Mizacın Rolü. Bildik, T., editör. Ergenlik Dönemi ve Ruhsal Bozukluklar. Ankara: Türkiye Klinikleri, 84-90.
Santrock, J. W. (2015). Yaşam boyu gelişim: gelişim psikolojisi: Life-span development. Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Limited Şti..
KILIÇ CEYHAN, E. (2018). Anne Baba Ergen İlişkileri ile Aile İşlevleri Arasındaki İlişkinin Okul Sosyal Hizmeti Açısından İncelenmesi (Doctoral dissertation, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü).
Comments