top of page
  • Yazarın fotoğrafıPsk. Dan. Seyda Nur Ata

STRES VE BAĞIŞIKLIK


 

Son günlerde Covid-19 salgını sebebiyle en çok “Bağışıklığınızı güçlendirin.” cümlesini duymaktayız. Çünkü bağışıklığın güçlü olması bu ölümcül virüsten etkilenme oranımızı gittikçe düşüreceğini belirtiliyor. Peki sağlam bir bağışıklığın şartlarının beslenme ve düzenli uyku ve aynı zamanda düşük stres seviyesi olduğunu biliyor musunuz?


Fiziksel sağlığımız ve psikolojik sağlığımız birbiriyle oldukça içli dışlı olan iki yapıdır. Yani bedenimizde meydana gelen her hangi bir bozulmanın psikolojimizde stres, gerginlik ve depresyon gibi etkileri olabilir. Aynı şekilde fazla stres kaygı takıntıda fiziksel bozulmalara sebep olabilir. Bu günlerde tam da bu iki yapının birbiriyle harmoni içerisinde çalışmasına ihtiyacımız var. Peki nasıl bu iki yapıyı uyumlu hale getireceğiz?


Bağışıklık vücudumuzdaki patojenlere karşı koruma yapan, hastalık riski taşıyan hücreleri tanıyıp onları yok eden yapıların toplamıdır. Bu yapıda bizim doğuştan getirdiğimiz ve sonradan geliştirdiğimiz vücudu savunma sistemleri vardır. Bir insanın beslenme biçiminden, uyku düzeninden ve salgıladığı hormonlardan etkilenir.


Stres ise bizde gerginlik yaratan durumlara karşı verdiğimiz tepkilerdir. Stresli durumlar bazen anlık olarak ortaya çıkmakla beraber bazen uzun süreli olarak da gözlenebilir. Stres her ne kadar zihinsel olsa da bir çok etkisi fiziksel olarak ortaya çıkmaktadır. Örneği uyku düzenimizdeki değişmeler, beslenme davranışlarımız, duygu ve düşüncelerimizdeki denge fazla stres altındayken bozulmaya uğrayabilir.


Stres seviyemizdeki yükselme kortizol hormonu salgılamamıza neden olur. Kortizol hormonu salgılamaksa kandaki eozinofil (bağışıklık reaksiyonlarında rol oynayan akyuvar hücreleridir), lenfosit (vücudu savunup koruyan antikorları üretir), makrofalar (doğuştan bağışıklığımızın bir parçası olan dokulardaki ölü hücreleri temizyen yapıdır) miktarlarında azalmaya sebep olmaktadır. Bu da doğrudan bağışıklık sistemimizin zayıflamasına sebep olmaktadır. Aynı zamanda stres altındayken bozulan uyku düzeni vüzudumuzun ritmini düzenleyen melatonin hormonunun salgılanmasını azaltır. Ve yine kortizol hormonunun salgılanması tokluk hissini sağlayan leptin hormonunun salgılanmasını da azaltır ve tokluk hissindeki azalmadan dolayı duygusal yemeler ortaya çıkar.


Kortizol hormonunu azaltıp endorfin dediğimiz halk arasındaki adıyla mutluluk hormonunu salgılayabilmek için stresimizi kontrol altına almalıyız ve stres yaratan durumların önüne geçmeye çalışmalıyız. Bunları kısaca listememiz gerekirse

· Düzenli uyku

· Doğru ve sağlıklı beslenme

· Çok yorucu ve ani olmayan düzenli egzersiz

· Stresle baş etmek için yapılan nefes ve gevşeme egzersizleri

· Sosyal destek

· Stresinizin kaynağını bulmak ve ona karşı önlem almak


Tüm bunları yapmanıza rağmen sizde stres yaratan durumlardan kurtulmak için neler yapacağınızı bilemiyorsanız bizden destek alabilirsiniz. Sağlıkla kalın!

Kaynakça:

24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page